Türkiye Sanal Havacılık Forumu

EŞŞEK ARISI B757'yi NASIL DÜŞÜRÜR??

Offline SERHAN ERKEK

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 167468

    • Posts: 1479
Serhan, Aeroperu kazası ile ilgili  ortak yönleri o değil. Yada sen dalgınlıkla yazmayı unuttun.

Şu anlamda ortak yönleri olduğunu söylemek istemiştim; Her iki kaza da pito'lardan alınan verilerin yanlış olmasından kaynaklanmıştı. Aeroperu uçağı da Birgen gibi bir Boeing 757 idi. Aeroperu'da da uçak kalkışından hemen sonra uçuş göstergelerinin tutarsızlığından dolayı kokpitte sorun yaşanmış. Aeroperu uçağı gece yarısı ve okyanus üzeri uçtuğundan, pilotlar yerden yüksekliklerini göz teması ile belirleyemiyorlar ve kuleden radarında okuduğu irtifa bilgisini iletmesini istiyorlar. Kule de 9700 ft'de olduklarını iletiyor ama kulenin verdiği bilgi de yanlış, çünkü o da uçaktan aldığı yanlış veriyi iletiyor. Pilotlar buna güvenip alçalıyorlar ve en son 2500 ft'de oldukları söylendiğinde uçağın kanadı denize vuruyor, 7 saniye kadar havada kalsalar da uçak ters bir şekilde denize düşüyor. Birgen'de sorunlar pito tüpü kılıfla korunmadığı için başlıyor, Aeroperu'da ise pito kolibandıyla kaplanmış olarak unutulduğu için ortaya çıkıyor.


Bundan 5,5 yıl önce, arabamla bir kazaya karıştım. Kayganlaşan yolda, direksiyon hakimiyetimi kaybettim ve aracım, kontrolsüz bir şekilde yolda seyretmeye başladı. Şimdi sorsanız, o anda ne yapmazdın diye, frene basmam derdim. O anda da biliyordum bunu ama tam tersini yapıp frenlere sonuna kadar bastım ve sağlam bir hasarla aracı durdurdum  :)  Yani, ne kadar deneyimli olursanız olun, panik anı başladığı anda pek çok insan, mantıklı hareket edemiyor (Hudson Körfezi'ne A320'yi indiren kaptan, bunun en önemli istisnası elbette). Bununla beraber, 36-37. dakikalarda vurgulanan bir ifade var: "Kültür gereği, kıdemliden kontrolü almıyoruz" şeklinde. Buna, yapacak bir şey yok maalesef.
 
Kazanın tek sebebi elbette kaptan değil. Kelebek etkisi gibi kaplanmayan bir tüp, nelere mal oluyor. Neyse, ölenlere tekrardan Allah'tan rahmet dilerim. Bu bölümü seyretmemiştim, o yüzden paylaşım için Behzat hocamıza çok teşekkür ederim.

Özgür hocam kesinlikle doğru; ondandır pilot adayları için aranan en önemli niteliklerden birisi stres altındayken sağlıklı karar verebilme geliyor. Ancak tüm simulatör testleri geçilse de, "gerçek" bir sorunun içindeyken durum maalesef değişebiliyor. Sonradan rahat bir koltukta oturup "neden şöyle yapmamış, neden böyle yapmış" demek kolay. Neyse ki son yıllarda crm (ekip kaynak yönetimi) konusu havayollarında önem kazanmaya başladı. Büyüğe ve kıdemliye saygı (özellikle iki asker kökenli pilot arasında) bir noktaya kadar yine crm'e engel olsa da, ciddi durumlarda ekibin "rookie"sinin bile kontrolleri alabilir duruma geldiğini sanıyorum.


Offline HAKAN GUVEN

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 102985

    • Posts: 1253
Aynen öyle, her iki kazanında ortak noktası aslında pito-statik sistem arızası. Her iki kazanın ikinci ortak noktası yer hizmetleri ve teknik ekibin ihmali. 3. ortak nokta ise birazda uçağın tasarımından kaynaklanan pito tüpü ve statik portların uçağın yüksek olmasından dolayı harici kontroller yapılırken özellikle gece şartlarında kontrol edilmesinin zor olması.

Flight Safety'de yayınlanan raporda, Birgen Air kazasına yol açan pito tüpünün tıkanmasına, bu bölge için yayınlanmış olan apronda bekleyen uçaklar için "tropikal iklim'de uçak pito ve statik portlarının korunması" talimatının uygulanmamış olması. Bu talimata göre, belli bir bölgede bulunan uçakların yerde kalış süreleri 6 saatten fazla olacaksa tüm portların ve tüplerin, inletlerin kapatılması gerektiği yazıyor. Birgen Air'in uçağıın yerde 2 haftadan fazla kaldığını düşünürsek böcek yuvası olması için iyi bir fırsat olmuş.

Pilotların hatası ise, bu konuda hiçbir eğitim almamış olmaları. Pilotlar 757 tip eğitimi süresince hiçbir şekilde "hatalı sürat göstergesi" eğitimi almamışlar. Boeinglerdeki (eski model bile olsa) otomatik pilot kumandalarının kaptan tarafı pito tüpüne bağlı olması (Amsterdam kazasında da sol taraf bilgileri) yüzünden aşırı sürat ikazı veren göstergeye bağlı olarak uçağın devamlı olarak güç kesmeye ve hücum açısını arttırmaya çalışması ayrıca kazanın oluşumuna etki ediyor. Sürat göstergesi arızası bir uçağın "no-go" olması için yeterlimidir, o günkü şartlardaki kriterler nedir bilmiyorum, bilgili arkadaşlar yazarsa sevinirim.

Aeroperu'da da uçağın yıkanması esnasında satik portun şeffaf bantla kapatılmış olması benzer bir arıza vermiştir. Kötü tarafı, BirgenAir raporu o tarihte henüz yayınlanmamış olduğu için olası aynı senaryo konusunda bilgi sahibide olamamışlardı. Her iki olayında gece şartlarında görsel referans olmadan, yeterli irtifa olmadan yaşanması felaket sürecini ayrıca hızlandırmış elbette. Her iki kaza da önlenebilir kazalar olmasına rağmen maalesef yaşandı.


Offline SERHAN ERKEK

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 167468

    • Posts: 1479
Aynen öyle, her iki kazanında ortak noktası aslında pito-statik sistem arızası. Her iki kazanın ikinci ortak noktası yer hizmetleri ve teknik ekibin ihmali. 3. ortak nokta ise birazda uçağın tasarımından kaynaklanan pito tüpü ve statik portların uçağın yüksek olmasından dolayı harici kontroller yapılırken özellikle gece şartlarında kontrol edilmesinin zor olması.

Flight Safety'de yayınlanan raporda, Birgen Air kazasına yol açan pito tüpünün tıkanmasına, bu bölge için yayınlanmış olan apronda bekleyen uçaklar için "tropikal iklim'de uçak pito ve statik portlarının korunması" talimatının uygulanmamış olması. Bu talimata göre, belli bir bölgede bulunan uçakların yerde kalış süreleri 6 saatten fazla olacaksa tüm portların ve tüplerin, inletlerin kapatılması gerektiği yazıyor. Birgen Air'in uçağıın yerde 2 haftadan fazla kaldığını düşünürsek böcek yuvası olması için iyi bir fırsat olmuş.

Pilotların hatası ise, bu konuda hiçbir eğitim almamış olmaları. Pilotlar 757 tip eğitimi süresince hiçbir şekilde "hatalı sürat göstergesi" eğitimi almamışlar. Boeinglerdeki (eski model bile olsa) otomatik pilot kumandalarının kaptan tarafı pito tüpüne bağlı olması (Amsterdam kazasında da sol taraf bilgileri) yüzünden aşırı sürat ikazı veren göstergeye bağlı olarak uçağın devamlı olarak güç kesmeye ve hücum açısını arttırmaya çalışması ayrıca kazanın oluşumuna etki ediyor. Sürat göstergesi arızası bir uçağın "no-go" olması için yeterlimidir, o günkü şartlardaki kriterler nedir bilmiyorum, bilgili arkadaşlar yazarsa sevinirim.

Aeroperu'da da uçağın yıkanması esnasında satik portun şeffaf bantla kapatılmış olması benzer bir arıza vermiştir. Kötü tarafı, BirgenAir raporu o tarihte henüz yayınlanmamış olduğu için olası aynı senaryo konusunda bilgi sahibide olamamışlardı. Her iki olayında gece şartlarında görsel referans olmadan, yeterli irtifa olmadan yaşanması felaket sürecini ayrıca hızlandırmış elbette. Her iki kaza da önlenebilir kazalar olmasına rağmen maalesef yaşandı.

Aynen öyle. Bu arada Birgen belgeselinde üzerinde pek durulmayan bir bölüm var; aynı senaryo başka pilotlara simulatörde uygulandığı zaman sonuç yine fail oluyor. Orada stres yoğunluğunun çok daha düşük olduğunu düşünürsek durumun ne kadar vahim olduğu da ortaya çıkıyor.


Offline HAKAN GULER

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 204840

    • Posts: 3656

Aynen öyle, her iki kazanında ortak noktası aslında pito-statik sistem arızası. Her iki kazanın ikinci ortak noktası yer hizmetleri ve teknik ekibin ihmali. 3. ortak nokta ise birazda uçağın tasarımından kaynaklanan pito tüpü ve statik portların uçağın yüksek olmasından dolayı harici kontroller yapılırken özellikle gece şartlarında kontrol edilmesinin zor olması.

Flight Safety'de yayınlanan raporda, Birgen Air kazasına yol açan pito tüpünün tıkanmasına, bu bölge için yayınlanmış olan apronda bekleyen uçaklar için "tropikal iklim'de uçak pito ve statik portlarının korunması" talimatının uygulanmamış olması. Bu talimata göre, belli bir bölgede bulunan uçakların yerde kalış süreleri 6 saatten fazla olacaksa tüm portların ve tüplerin, inletlerin kapatılması gerektiği yazıyor. Birgen Air'in uçağıın yerde 2 haftadan fazla kaldığını düşünürsek böcek yuvası olması için iyi bir fırsat olmuş.

Pilotların hatası ise, bu konuda hiçbir eğitim almamış olmaları. Pilotlar 757 tip eğitimi süresince hiçbir şekilde "hatalı sürat göstergesi" eğitimi almamışlar. Boeinglerdeki (eski model bile olsa) otomatik pilot kumandalarının kaptan tarafı pito tüpüne bağlı olması (Amsterdam kazasında da sol taraf bilgileri) yüzünden aşırı sürat ikazı veren göstergeye bağlı olarak uçağın devamlı olarak güç kesmeye ve hücum açısını arttırmaya çalışması ayrıca kazanın oluşumuna etki ediyor. Sürat göstergesi arızası bir uçağın "no-go" olması için yeterlimidir, o günkü şartlardaki kriterler nedir bilmiyorum, bilgili arkadaşlar yazarsa sevinirim.

Aeroperu'da da uçağın yıkanması esnasında satik portun şeffaf bantla kapatılmış olması benzer bir arıza vermiştir. Kötü tarafı, BirgenAir raporu o tarihte henüz yayınlanmamış olduğu için olası aynı senaryo konusunda bilgi sahibide olamamışlardı. Her iki olayında gece şartlarında görsel referans olmadan, yeterli irtifa olmadan yaşanması felaket sürecini ayrıca hızlandırmış elbette. Her iki kaza da önlenebilir kazalar olmasına rağmen maalesef yaşandı.

Aynen öyle. Bu arada Birgen belgeselinde üzerinde pek durulmayan bir bölüm var; aynı senaryo başka pilotlara simulatörde uygulandığı zaman sonuç yine fail oluyor. Orada stres yoğunluğunun çok daha düşük olduğunu düşünürsek durumun ne kadar vahim olduğu da ortaya çıkıyor.


Peki bir senaryo yazalım. Uçurduğunuz uçakta tecrübelisiniz. Pitot konusunda, yukarıda yazılanları biliyorsunuz ve buna göre eğitiminiz de var. Aynı durumu yaşadığınızı fark ettiniz? Çözümünüz ne olurdu?

HAKAN GULER - ÖZGÜR PİLOT


Offline HAKAN GUVEN

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 102985

    • Posts: 1253
duruma göre mantık yürütüyorum;

A/P OFF
uçağı suni ufuk yardımı ile "wing levelled" yani düz uçuş durumuna getiririm.
ilk an için N1 makul bir takata (düşükse yüksek yüksekse düşük) ayarlayıp süratle QRH'den ağırlık ve irtifaya göre sabit bir hızı verecek N1 değerini bulup (PNF yapacak tabi bunu) ona set edip uçağı STABIL bir hale getiririm.

Bundan sonra, PNF durumu inceler, varsa safety pilot ile kontrolleri yapıp ilgili sigorta vs ne varsa bunları çekip (alarmlar yanlış verilere göre çalışacağı için) uçağı ve kokpiti olabildiğince güvenli hale getiririm

Sürat 3 yerde var, kaptan-F/O-standby. hangi tarafın pito tüpü veya sistemi arızalı ise diğer 2 tanesi daha tutarlı ve birbirine yakın sürat verecektir. Buna güvenerek, FMC'nin GPS ile verdiği groundspeed ve IAS'in eşit olabileceği bir irtifada GPS'den gelen ground speed verisini kontrol ederim. Aynı veri IRS displayde de yaklaşık olarak görünecektr (gecikme olacağı için).

ATC ile sürati crosscheck yaparak yeni bir yaklaşmaya başlarım. Görüş varsa nispeten daha kolay olur ama gece şartlarında sadece suni ufuk yardımı ile (sadece standby kalsa bile+sulu pusula) bana kalırsa bu yapılabilir.
« Last Edit: February 11, 2015, 18:19:24 by HAKAN GUVEN »


Offline AYHAN KOCA

  • Private Pilot
  • *

  • IVAO ID: 320176

    • Posts: 143
Bu uzucu ve talihsiz kazada olenlere tekrardan Allahtan rahmet mekanlari cennet olur inshalla.