Türkiye Sanal Havacılık Forumu

Turkey Memorial Day Event

Offline EMRE YALIMKILINC

  • Second Officer
  • *

  • IVAO ID: 421266

    • Posts: 289
    • Zirve AIRLINES


The Gallipoli Campaign, also known as the Dardanelles Campaign, the Battle of Gallipoli or the Battle of Çanakkale (Turkish: Çanakkale Savaşı), was a campaign of World War I that took place on the Gallipoli peninsula in the Ottoman Empire between 25 April 1915 and 9 January 1916. On 18 March 1915, the main attack was launched. The fleet, comprising 18 battleships with a supporting array of cruisers and destroyers, sought to target the narrowest point of the Dardanelles, where the straits are 1 mile (1.6 km) wide. Despite some damage sustained by ships engaging the Ottoman forts, minesweepers were ordered to proceed along the straits.In the aftermath, this war formed the basis for the Turkish War of Independence and the foundation of the Turkish Republic by Mustafa Kemal Atatürk, who first rose to prominence as a commander at Gallipoli.


Dear IVAO Turkey Members,

In 100th year of Çanakkale Victory, we have organised a meaningful event for all IVAO Turkey Division and all IVAO Members. We hope that on this significant day IVAO Turkey family will not leave us alone. I should mention that such a common event is a first for IVAO-TR Division. This event consists of two parts. First, Australian friends will commemorate martyrs of ANZAC in 04:30 AU Local Time. Then, we will perform our Çanakkale Memorial Event in 20:30 Turkey Time. Before introducing our event, we wish to God to have mercy on all martyrs who lost their lives since the Gallipoli War.

If you want medal to be attached about Turkish Memorial Day Event, just post your IVAO ID as a respond under this subject.


Turkey Event Details
Date: 18.03.2015
Time: 20:30 LOCAL


Avustralia Event Details
Date: 18.03.2015
Time: 20:30 LOCAL

Events were organized in the form of Fly-In to LTBH - Çanakkale Airport

Chart & Sceneries
www.ivaotr.org


Sincerely,
IVAO Turkey Division - Event Department
Emre Yalımkılınç
Umut Keskin
« Last Edit: March 19, 2015, 09:48:44 by EMRE YALIMKILINC »


Offline CAN CETINCELIK

  • Captain
  • *

    • Posts: 2077
    • http://www.thyva.com

Sevgili Emre ve Umut,

Emekleriniz için teşekkür ederim, ama bizler bu seneye kadar 18 Mart etkinliğinde IFR değil  VFR uçuş yapardık.  LTBA LTFJ LTBW LTBU LTFS vsv  yakın meydanlardan kalkan VFR  trafikler  abide üzerinden ihtiram geçişi yaparak LTBH a inerdik.

Neden bu uygulamadan vaz geçildi..?



Can ÇETÝNÇELÝK
  THY009 , NNN999 , TC-CAN
532 5002505


Offline EMRE YALIMKILINC

  • Second Officer
  • *

  • IVAO ID: 421266

    • Posts: 289
    • Zirve AIRLINES
Can hocam,

Bu sene Avusturalyalı dostlarımızda etkinliğe dahil olduğu için etkinlik formatında değişiklik yapmıştık. Şu an, etkinliğimizi Fly-in formatına çevirdik. Artık gelenek bozulmadan, eskisi gibi VFR uçabilirsiniz. Ayrıca IFR olarak'da Çanakkale'ye Ankara'dan veya dilediğiniz meydan'dan gelebilirsiniz.

Dikkatiniz için teşekkür ederiz.

Keyifli uçuşlar dilerim.
Emre Yalımkılınç


Offline CAN CETINCELIK

  • Captain
  • *

    • Posts: 2077
    • http://www.thyva.com
Emre kardeşim

Cevap için teşekkür  ederim

Ama, Avustralya li dostların da vfr ucsaydi daha yakışıklı olurdu.

Ben bu etkinliği beğenmedim. 18 Mart etkinliği anlamını yitirmiş

Umarım negatif yorum için alinmazsin..

Sevgiler.
Can ÇETÝNÇELÝK
  THY009 , NNN999 , TC-CAN
532 5002505


Offline VURAL CAVUSOGLU

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 132871

    • Posts: 1528
Genel olan yanlış bir bilgiyi düzeltmek isterim.

18 Mart 1915; Çanakkale Deniz Savaşlarının kazanıldığı gündür. Çanakkale savaşları bundan sonra karada devam etmiş ve Aralık 1915 de düşmanın çekilmesi ile sona ermiştir.
Sonuç olarak 18 Mart günü Deniz Savaşı zafer günüdür ki bu savaşta kara harekatı bulunmamaktadır. (O tarihle de Avustralya'lı arkadaşların bir ilgisi bulunmamaktadır.)

Bu nedenle Can Kaptan'ın serzenişi haklıdır.

Ne yazık ki son yıllarda ülkemizde artık her konu doğru araştırılmadan, bilmeden, kulaktan doğma yada kişilerin işine geldiği gibi yazılmaya başlanmıştır.




Offline OZGUR KIRAZ

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 359297

    • Posts: 2184
Vural hocama sonuna kadar katılıyorum. Yalnız, yıllardır okullarda çalıştığım için 18 Mart için yapılan törenlerde, evet, deniz savaşında elde edilen başarı anılıyor ama yüzdeye vurursak %30 deniz savaşları, %70 de kara savaşları konuyu oluşturuyor. Zira kahramanlığın, doruk noktasına çıktığı kısım, kara savaşları. Deniz savaşlarının baş kahramanları, Nusret mayın gemisi ile Koca Seyit'tir (Allah rahmet eylesin kendisine bir kez daha). Kara savaşlarında ise en önemli kahraman Mustafa Kemal ATATÜRK' tür.
 
Neyse, tarih bilgilerini tazelemiş olduk ancak her iki zafer de beraber kutlandığından (günün adının Şehitler Günü olarak değiştirilmesi, ayrı bir konu, tamamen siyasete girecek iş, hoş olmayacak) Avustalyalıların katılması da abes değil. Ben de etkinliğe, imkan bulabilirsem LTFD Edremit Koca Seyit Havalimanı'ndan LTBH Çanakkale'ye helikopter uçuşuyla katılacağım inşallah.
Özgür KİRAZ
THYVA Dispatch Assistant



Offline VURAL CAVUSOGLU

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 132871

    • Posts: 1528
Özgür, müsaade edersen gene yanlış bilgiyi düzelteyim.

1- Çanakkale zaferinin en büyük kaynağı deniz savaşlarıdır. (Yüzdeleri ters çevirmek zorundayız)
Bunun bir kanıtı, Curchill'in savaştan sonra şu iki sözü kanıtlıyor:
"Biz savaşı denizde kaybettik"
"Dünyada hiç bir gemi, Çanakkale'de görev yapan Nusret gemisi kadar savaşın sonucuna etki edecek bir başarı göstermemiştir"
Nusret başarısı olmasaydı, kara savaşının kazanılması çok zordu. Hatta olanaksız.

2-Koca Seyit olayı da tamamen bir hurafe olarak ortaya çıkmıştır. Konunun iki önemli kaynağı İstanbul Deniz Müzesi ve İngiltere olup, her iki arşivler de böyle bir olaya rastlanamadığı belgelenmiştir. Ki bilimsel olarak da 260 kg. lık bir mermiyi iki kat çıkaracak ve namluya sürecek kişi olamaz. Bu efsane yıllarca rant için (özellikle hediyelik eşya satıcıları için) malzeme yapılmış olup kolayca da temizlenemez düşüncesindeyim. (Efsanedeki top ve mermi alttan alınıp asansörle 2. kata çıkarılan ve namlu ağzına sürülen mekanizmayı içeriyor.)

3-Aslında, biz Çanakkale'de kazandık ama savaşı kazanamadık.
Bunu Atatürk, yıllar sonra bir Alman profesöre söylediği sözlerden anlıyoruz.
"İngiliz ve Fransızların boğazdan geçişlerini engelledik ve onların müttefikleri Rusya ile birleşmesini önledik. Rusya böylece çökmüş oldu. Sonuçta biz de çöktük. Siz Almanlar İngiliz boğazından, biz Türkler de bu boğazdan çıkmadıkça çökmeye mecburuz. Savaşı ancak, denizi kontrol eden ve istediği malzemeleri nakleden ülke kazanır."





Offline OZGUR KIRAZ

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 359297

    • Posts: 2184
Orada yanlış anlatmışım, düzelteyim: Yüzdeleri verirken bizdeki kutlamaları kastetmiştim. Bir saatlik törenin taş çatlasa 20 dakikası deniz savaşları olurken 40 dakikası kara savaşlarını içeriyor. Koca Seyit olayına gelirsek: Olabilir dediğiniz hocam da madem öyle neden Atatürk kendisine, madalya taksın?
 
Neyse, tarih, bu forumun konusu değil  :)  Güzel etkinlik olur deyip toparlayalım  :)
Özgür KİRAZ
THYVA Dispatch Assistant



Offline VURAL CAVUSOGLU

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 132871

    • Posts: 1528
Koca Seyit Efendi 6 ay sonra Çanakkale Boğaz Köprüsünden bir bayram günü ücretsiz geçişten yararlanarak karşıya geçmiş ve ATA'mızdan madalyasını almış. Dönerken de köprü gene paralı olunca madalyayı vermek zorunda kalmış ve kızmış, köprüyü yıkmış.
Bu nedenle bu boğazda köprü yok ve uğursuzluk getirecek diye hala yapılmıyormuş.
(O da yalan tarihimizden biri)

Haklısın Özgür ama bu etkinlik vesilesi ile anımsamış oluyoruz en azından.
1 milyon kişinin yaşamını etkileyen, 250 bin kişinin ölümü ile sonuçlanan, 1895 kuşağının bütün aydınlarının yaşamını yitirdiği Çanakkale savaşları. Nur içinde yatsınlar.

Düşünüyorum. 2. abdülhamit, Abdülaziz döneminden devraldığı ve dünyanın 3. akdenizin 2. büyük Osmanlı Donanmasını 40 yıl Haliç'e  demirletip çürütmeseydi... Bu kadar insan yaşamını yitirir miydi? Kurtuluş Savaşı yapmak zorunda kalır mıydı?

« Last Edit: March 14, 2015, 01:29:28 by VURAL CAVUSOGLU »


Offline HAKAN GUVEN

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 102985

    • Posts: 1253
Koca seyit'in hikayesi ne o dönem ne de daha sonra hediyelik eşya veya reklam amaçlı bir tanıtım malzemesi olarak "ağırlıklı " olarak kullanılmamıştır benim bildiğim. 1915'de bir savaş mecmuasında (yada gazetede) haber olarak çıktıktan sonra hikaye tarih içinde nedendir bilinmez tozlu raflara kalkmıştır zira tarihimizde "gereksiz kahramanlıklar" asıl öne çıkarılmak istenen başka olayların önüne geçsin istenmez. Bu nedenle sümen altı edilmesi gayet doğaldır. Onbaşı Seyit'in de çok uzun süre sadece olayı bilenlerin anlattıklarından ve bölgesel olarak  "bilinen ve sahiplenilen" bir kişi olmasından başka son yıllara kadar pek bahsi geçmemiştir.

Onbaşı Seyit'in atış yaptığı mevziideki top'un makara sisteminin arızalı olduğu fakat vurulan geminin ve diğer gemilerin seyir ve savaş kayıtları ile koordinatlarının ateş edilen mevziinin bu olduğu bazı araştırmalarda tespit edilmiştir. Raporlar hemFransız, hem İngilizler hemde Osmanlı kayıtları karşılaştırılarak doğrulanmıştır.

Seyit Onbaşı'nın hikayesinde  160 okkalık (yaklaşık 215kg) mermiyi sırtına alıp top yatağına çıkarması "iman gücü" ile diyerek açıklanmış olsada, tıp biliminde "adrenalin"in, olağan üstü durumlarda insan vücuduna yaptığı güç etkisi sanıyorum durumu izah etmeye daha yakındır. Adrenalinin, tamamen duruma ve psikolojiye bağlı olarak salgılandığında verdiği tepkilerden birisi insanın görece olarak kendisinden beklenmeyecek şekilde güç kazanması olarak birçok olayda kanıtlanmıştır. Örneğin yaşlı bir kadının oğlunu arabanın altında sıkıştığını gördüğünde yaklaşık 1 tonluk aracı kaldırması, benzer olayarda insanların normalde kaldıramayacakları ağırlıkları acil ve hayati durumlarda kaldırmaları, çekmeleri, itmeleri, dayanmaları gibi.

Seyit Onbaşı'nın dönemin güçlü kuvvetli tüm erkekleri gibi güreş yaptığınıda hatırlarsak, 215kg bir mermiyi o günkü savaş şartlarında "can havli, iman gücü, vatan aşkı vs" gibi tüm duygusal ruh hali yanında adrenalinin de yardımı ile kaldırması normal ve kabul edilebilir bir gerçektir. Kaldıki savaşın ardından aynı mermiyi bir kez daha kaldıramaması fotoğrafların maket bir mermi ile çekilmesi durumu "o ağırlıkta bir mermiyi kaldırmaz"dan ziyade, adrenalin'in anlık etkisinin verdiği gücün bir daha olmamasına bağlamak daha mantıklıdır.

Tüm bunların yanında, diyelimki böyle bir olay şaibeli. Bunun kimilerine göre ispat edilemeyen iki sonucu; ya böyle bir olay olmadı, yada böyle bir olay oldu'dan yola çıkarsak şahsen ben elin onlarca şişirilmiş kahramanlık hikayeleri yanında "Seyit Onbaşı'nın 215kgluk mermiyi sırtında taşıyıp Fransız gemisini vurmasını "doğru" kabul etmeyi ve sahip çıkmayı tercih ederim.
« Last Edit: March 16, 2015, 12:17:33 by HAKAN GUVEN »