Türkiye Sanal Havacılık Forumu

Bu Bir Deneysel Çalışma Mı Yoksa Gerçek Mi?

Offline OZGUR KIRAZ

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 359297

    • Posts: 2184
İşte biz de elenip duruyoz anca THYden... Anlamıyom bu işten bir halt. Üzerime Uzun Adam baskılı tshirt yapıp gitcem bir dahaki mülakata.

İstersen o resimden 1000 tane yaptır, adamın yoksa veya muhalif olduğun biliniyorsa en ufak şansın dahi yok bu ülkede. Tecrübeyle sabittir. Ayrıntı verirdim ama sabah sabah bozmayayım ağzımı...
Özgür KİRAZ
THYVA Dispatch Assistant



Offline SERDAR ÖZDEN

  • Pilot
  • *

  • IVAO ID: 522050

    • Posts: 69
Bana da çok sıra dışı gelmedi, Türkiye burası, her yerde olduğu gibi havacılık sektöründe de eğitim eksikliğimiz çok maalesef ki.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Serdar Ozden
Real CPL(H+A) Holder
IVAO HQ Pilot
IVAO Training Document Advisor 4
Turkey Training Assistant Coordinator


Offline BEKIR DEMIROREN

  • Second Officer
  • *

  • IVAO ID: 287507

    • Posts: 467
Geçen yıl buna yakın bir olay Diyarbakır meydanında başımıza geldi. De-ice ile birlikte yoğun yağış ve düşük sıcaklıktan dolayı Anti-ice da aldık. İşlem kapı pozisyonunda yapıldı. İşlem tamamlandıktan sonra şöyle bir kafayı uzatıp winglete bakayım dedim ve kanat üzerinde videodakine benzer buz kalıntıları ile karşılaştım. Kaptanda sol kanada baktı aynı. Kabin amirine rica ettik o da baktı aynı. Hocam bunlar ne olacak dedik yer görevlisine; siz hızlanınca bunlar uçar kaptanım dedi😂😂😂🙈🙈🙈🙈. İyi o zaman tüm işlemi baştan istiyoruz dedik 10 dk daha kaybettik ve bu esnada pist kapandı. 3 gün oradan kalkamadık😂. Ekibin böyle bir şeyi kabul etmemesi gerekirdi. ☹️. Ama bu durumu yetkililerle paylaşmak veya çok biliyorsa uçuş ekibini bilgilendirmek yerine bunu dünyaya duyurmak ise çok doğru bir hareket tarzı değil bence.

Bu arada bu konularda tek sıkıntılı ülke Türkiye değil. Avrupa'da da bu tür şeylerle karşılaşmak mümkün. Ama adamlar birbirlerini aşağılamayıp eleştiriyi uygun şekilde uygun dozda yapıyor. Raporlama sistemleri geliştiğinden bu tür uygulamalar gizli kalıp tedbir alınacak şekilde kapatılıyor. Görüyoruz, yaşıyoruz.
« Last Edit: January 13, 2017, 14:33:48 by BEKIR DEMIROREN »


Offline VOLKAN TAS

  • Second Officer
  • *

  • IVAO ID: 426220

    • Posts: 258

Offline HAKAN GUVEN

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 102985

    • Posts: 1253
Apronda deve kesilmesinin nedenini biliyormusunuz? Ben olsam vacipse birkaç tane fil keserdim çünkü ancak yeterdi :)
(bakalım kaç kişi hikayenin aslını biliyor merak ettim, yoksa sadece haber altı yorumlarınımı takip ediyoruz?)

Geçenlerde gelirken, motorun ön hizlarında bir yerde oturuyordum. Fotoğraf çekeyim dedim şöyle kanada doğru ama mümkün olmadı, yinede seviyoruz ya uçakları, uçmayı, sanki ilk kez görmüş gibi, görünen her yerini inceliyoruz sevgimizden. Slatların önünde birkaç yerde lekeler dikkatimi çekti, dikkatli bakınca yama olduklarını gördüm. Şimdi bunu birisine anlatsan "yuh uçağı koli bantı ile tutturmuşlar, oahahahahaaa....ne günlere kaldık...yamalı bohça...vaybe bilmemne şirketi işte, adam olmayız...vsvs. "  diye uzar gider... Adama anlatmazsınki o yamanın havacılık standartlarında sertifikası olduğunu koli bantı olmadığını, sadece bu iş için imal edildiğini, tamir-bakım kitapçığı tarafından izinli olduğunu, normal bir prosedür olduğunu zamanı gelince hangara çekildiğinde slatın tamamen sökülüp neyse problemin yenileceğini...
« Last Edit: January 15, 2017, 10:51:27 by HAKAN GUVEN »


Offline VOLKAN TAS

  • Second Officer
  • *

  • IVAO ID: 426220

    • Posts: 258
Bilgiye ulaşmak bu çağda sadece 2 dakika hocam, yinede merak edenler vakit ayırıp öğrenirler. Yani siz şunu mu demek istiyorsunuz, Yapıldı ama neden yapıldı.
Mutlaka bilgi ve bilime göre bir açıklamanız vardır diye düşünüyorum, bu çerçevede bizleri de aydınlatırsanız çok sevinirim.


Offline HAKAN GUVEN

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 102985

    • Posts: 1253
Bilgiye ulaşmak bu çağda sadece 2 dakika hocam, yinede merak edenler vakit ayırıp öğrenirler. Yani siz şunu mu demek istiyorsunuz, Yapıldı ama neden yapıldı.
Aynen öyle. Medya bu konuyu doğru düzgün anlamadan bilmeden araştırdığı için mevzuu sadece "apronda deve kesmek" diye hatıralara kazındı. Elbette daha münasip bir şekilde halledilmesi gereken bir konu ama arkasında çok ciddi bir neden var.

1989 yılında THY ve THK arasında bir anlaşma yapılarak, Türkiye'de ilk defa ortaklık şeklinde bir "alt şirket" olarak  yurtiçi uçuş yapacak olan T.H.T kuruldu; Türk hava taşımacılığı. Şirketin filosu rus yapımı An24 ile İngiliz BAE yapımı ATP tipi uçaklardan oluşuyordu. (tam sayıyı net hatırlamıyorum ama 4 An24, 5 ATP olması lazım.) 1993'de şirket birçok sebepten dolayı (işletmecilik, karsızlık, operasyon vs) kapatıldı ve ekiplerin hepsi THY'ye devredildi.  THT bünyesindeki ATPler,şirket kapanmadan önce sürekli arıza verdiği için BAE'nin (sonradan Avro) RJ100 uçakları ile değiştirilecekti. Bu bağlamda kiralamacı şirket uçakların kontratları devam ettiği için RJ uçaklarını THY'ye gönderdi. THY gelen RJ uçaklarını bir müddet kullandıktan sonra benzer anlaşmalar ile diğer RJleri de kiraladı. Zaman içinde yinelenen kiralama süreçlerinde RJ 70 ve 100'ler THY'de uçmaya devam ettiler ve THY bu uçaklarda çok memnun kaldı. Lakin uçaklar  90'ların sonundan itibaren sürekli arıza çıkaran uçaklar haline geldiler. (özellikle bakım maliyetleri 4 motor olduğu için çok fazla, Allied Signal motorlarınında arıza oranı çok yüksek olduğu için mimlenmişti!) THY teknik tarafından birçok problemi çözülerek uçuşlarına devam eden RJler en sonunda kanat yakıt depolarındaki korozyon nedeniyle yerde kaldı. Bu sırada THY kiralanan uçakları imalat hatası olan korozyon nedeniyle iade etmek istedi ancak kiralayan şirket THY'den korozyon probleminin THY tarafından giderilmesini ve bu masrafları THYnin karşılamasını istedi. Korozyon sorunu çözülmesze, uçakları BAE tarfından geri alınmayacak, otomatik olarak kira devam edecek, THY uçuramadığı uçağa kira bedeli ödeyecekti, yada kontrat süresinin bitimine kadar gerekli bakımı yaparak tam gününde uçağı İngilizlere teslim ederek kurtulacaktı. THY BAE'yi, kontrat dönemi sonuna kadar uçakların bakımı yaparsa geri almaya ikna etti. Sorun şu ki süre son derece azdı (zaten BAE 'ninde amacı buydu) ve yetişmesi neredeyse imkansız görünüyordu. THY teknik çalışanları tüm riskleri göz önüne alıp, olağan üstü bir performans göstererek insan üstü bir çaba ile uçakları yetiştirdiler. Bu süre içinde de yöneticiler (THY teknik müdürlüğü) çalışan personeli " eğer bu uçakları zamanında yetiştirip kurtulursak deve keseceğiz" diye motive ettiler.. Adet olduğu üzere bir işe başlarken ve/veya bitirdiğinizde "adak" adamak denen birşey vardır. Bu bir şart değil, niyettir. Adak her ne ise fakir fukaraya dağıtılır hayır duası alınarak yapılan işin "bereketli ve sorunsuz olması" beklenir. Bir iş bittiğin de adanan adak, kazasız-dertsiz-sorusuz olarak  o işin bitmiş olması  vesilesi ile yapılır. DEve, nihayetinde bir adak. THYnin başına mecburiyet vesilesi ile sarılmış ve kurtulmak için uzun süre uğraşılmış 11 tane RJ'nin (yanlışsam sayıyı düzeltin) en sonunda gönderilmesi için adanmış. Tek sorun, yerinin yanlış olması. Olaya salt "deve kesen adamdan hayır gelmez, ne bu apronda deve kesmek, yok artık..."  açısıyla olarak bakarsak aldanırız. Oysa arkasında, THYnin filosunda kambur haline gelmiş, ingilizler tarafından kırk dereden su getirildiği için bir türlü iade edilemeyen, yerde yatsa bile çok yüksek kiralar ödenmek zorunda kalan uçakların imkansız denilen bir sürede bakımlarının tamamlanarak THY'den gönderilmesi ve hanemize bir kazanç olarak yazdırmak var. Bildiğim kadarıyla THY bundan sonraki hiçbir kiralama işinde benzer bir hataya düşmedi, bilakis şartları kendi oluşturan bir şirket artık. RJlerin üretimi artık yok. RJX projesi rafa kalktı. 

Bu konunun hikayesini anlatan yazıdan hatırımda kalanlar bunlar. Mutlaka bir yere saklamışımdır arşiv olarak ama nerede olduğunu gerçekten hatırlamıyorum. 1990 yılından kalma Alenia radar ihalesi konusunu anlatan dergiyi, THK ile yaptığım NAK6 fieldmaster uçağı ile ilgili yazışmayı sakladığıma göre o da bir yerdedir.


Offline VOLKAN TAS

  • Second Officer
  • *

  • IVAO ID: 426220

    • Posts: 258
Evet bendeki bilgide bu yönde. Yazınız içerisinde de belirttiğiniz gibi; Keşke çalışanları motive edecek daha evrensel ve sivil havacılık jargonuna uyacak bir yol denenseydi yada bu işi apronda değilde Eyüp Sultanda halletselerdi. Yada en önemlisi daha doğru kontratlar yapılıp vatandaşın cebinden bu paralar çıkmasaydı.

Neyse bildik bir deyimle bitireyim. Deve ye sormuşlar neden boynun eğri diye... Cevabı herkes biliyordur zaten.

Teşekkürler


Offline HAKAN GUVEN

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 102985

    • Posts: 1253
Cem Kozlu'ya kadar olan dönemde THYnin bilindik bir "KİT" olarak yönetildiği, atama usulü ile gelen emekli paşaların veya bürokratların zaman geçirdiği (birkaç istisna hariç) genel olarak havacılık tarihimizde saklanmayan bir gerçek. Turgut Özal'ın vizyoner bakış açısı ile ele alarak "profesyonel yöneticiler" eline teslim etme gayreti ile THY'de köklü değişiklikler oldu. Cem Kozlu'nun ve kurduğu ekibin-ki içindeki Yusuf Bolayır'lının büyük emeği ve çabası ile- THY dipten kurtulmak için büyük atak yapmıştı. O dönemlerde sık uçan birisi olduğum için farkı yaşayarak anlamak şansını yaşamıştım.

Cem Kozlu'nun "bulutların üstüne tırmanırken" kitabını eğer okumayan varsa, tavsiye ederim.