Nasıl Başlayacaksınız
Bana göre uçak modelciliğine başlayacaklar için izlenecek en güvenli ve makul olan yol aşağıda açıklanmıştır;
1. Öncelikle araştırın ve okuyun
Bu satırları okuduğunuza göre zaten doğru yoldasınız. Biz modelcilerin en sıkıldığımız şeylerden biri bu hobiye ilgi duyanların internet üzerinde bu ve bunun gibi web sitelerinde kolayca bulabilecekleri temel bilgileri birazcık araştırıp bulmak yerine sorarak öğrenmeye çalışmalarıdır. Sorarak öğrenmek ayıp değil elbette, ancak ciddi bir sakıncası var; Bu şekilde sadece sorduğunuz soruya cevap alabilirsiniz ve öğrenecekleriniz sizin kafanızdaki sorular ile kısıtlı kalır. Oysa sormak yerine araştırarak bu gibi kaynaklara ulaşan biri, sormayı akıl edemeyeceği sorulara da cevap bularak, başlayacağı hobi ile ilgili çok daha geniş kapsamlı bilgiye sahip olacaktır.
2. Bir süre simulatörde çalışın
Model uçakları uçururken kullandığımız radyo vericilerine bire bir benzeyen kumandalara sahip bilgisayar simulatörleri model uçak mağazalarından kolayca ve ucuza temin edilebilmektedir. Bu simulatörlerin en büyük faydası gerçek bir model uçak ile uçmaya başlamadan önce, acemi modelciye kumanda hakimiyeti konusunda fikir vermesidir. Yön tayini ve kumanda hakimiyeti konusunda ilk acemiliğin simulatörde atılması, ilk modelinizin daha ilk uçuşta kırıma uğraması riskini ciddi biçimde azaltır. Bu nedenle uçak modelciliğine başlamak isteyen birinin, bana göre bir R/C uçuş simulatörü edinmesi son derece önemlidir.
Gerçek bir model uçak ile ilk uçuşunuzu gerçekleştirmeden önce, R/C uçuş simulatörü ile uçağınızı pistten düzgün bir şekilde kaldırıp, piste paralel biçimde bir dikdörtgen çizecek şekilde uçuş yaptıktan sonra yine piste düzgün bir şekilde indirebilir hale gelmiş olmanız gerekir.
3. Yakıtlı bir modelle mi, elektrikli bir modelle mi başlayacağınıza karar verin
İşin bu kısmı daha çok zevk meselesidir. Bana göre içten yanmalı motorlar kullanan modeller, elektrikli alternatiflerine göre çok daha zevklidir. Elektrikli uçaklarla uçan bir modelci de size tam tersini söyleyecektir, bu nedenle burada önemli olan sizin tercihiniz. Elektrikli modeller, yakıtlı modellere göre daha zahmetsizdir, hem uçağı toplamak ve ayarlamak kolaydır, hem de uçuş günü sonunda temizleme gibi dertleri yoktur. Yakıtlı modeller ise çıkardıkları ses ve uçurana verdikleri his sayesinde modelcilere gerçek uçaklara daha yakın bir deneyim sunar.
4. İlk uçağınız olarak bir eğitim modeli seçin
Simulatörde kumanda hakimiyeti ve yön tayinini öğrenen acemi modelci, bir sonraki aşamada gerçek bir model uçak ile uçuş eğitimine devam edebilir. Kolay uçurulan, zor uçurulan ve çok zor uçurulan uçaklar vardır, bunların hepsi farklı deneyim ve beceri seviyelerine hitap eder. Bu nedenle bu aşamada seçilecek modelin tipi çok önemlidir, gerçek bir model uçak ile ilk uçuşunu yapacak olan modelcinin ilk uçağı mutlaka bir eğitim modeli olmalıdır.
Phoenix Paragon Trainer yakıtlı uçuşu seçenlere tavsiye edebileceğim bir eğitim modelidir.
Model uçak mağazasına uçak almak için gittiğinizde, karşınıza çıkan satıcı ilgili, bilgili ve iyi niyetli biri ise zaten size pilotajınızın hangi seviyede olduğunu soracak ve ilk uçuşunuzu yapacağınızı öğrenince size bir eğitim modeli önerecektir. Sakın oradaki birbirinden güzel modellerin cazibesi sizi yanıltmasın, tipi hoşunuza giden uçağı değil, bir eğitim modeli satın almalısınız. Eğitim modelleri İngilizce "trainer" olarak anılır, üstten kanatlı, kanat dihedral açısı yüksek ve çoğunlukla burunda iniş takımı olan modellerdir. Bu modeller yapı tarzları sayesinde rahat iniş ve kalkışlar yapabilir, kolay uçurulur ve uçuşta yapacağınız hataları telafi etmeniz için size zaman kazandırır.
Bu noktada şunu bilmenizde fayda var; Model uçakların boyutları, üzerine takılması uygun olan iki zamanlı motorun cubic inch cinsinden motor hacmi ile tarif edilir. Eğer bir modele 0.46 cubic inch'lik iki zamanlı motor uygun ise, o model 46'lık uçak olarak anılır. Eğitim modelinizi alırken bana göre Wing Dragon benzeri parkflier modellerden uzak durun, özellikle THK mağazaları yeni modelcilerin eline bu modeli tutuşturmayı çok sever. Alacağınız eğitim modeli en az 46'lık bir uçak olmalıdır çünkü model uçaklar boyutları büyüdükçe daha düzgün ve dengeli uçar. Wing Dragon gibi modeller ise çok küçük oldukları için deneyimli bir modelcinin ellerinde dahi hiçbir zaman çok düzgün bir uçuş sergilemez. Bu nedenle de uçuşunuzun gelişmesini görebilmeniz, kendinizi geliştirebilmeniz açısından doğru uçaklar değildir. Dahası, bana göre model uçak değil oyuncak olarak sınıflandırılması gereken bu tipte modellerle başlayanların, bu oyuncaklar ile devam etme eğiliminde olduğunu üzülerek gözlemliyoruz. Gelişmenizin önünü başta yapacağınız yanlış bir tercih ile kesmeyin.
5. Uçağınızı hazırlarken acele etmeyin ve özenli davranın
Birçok yeni modelcinin düştüğü hatalardan biri, ilk uçuşu yapacak olmanın sabırsızlığı ile uçaklarını aceleyle ve özensiz toplamalarıdır. Oysa bir model uçağın düzgün uçabilmesi ve uçuş sırasında kırıma uğramaması için özenle hazırlanması gerekir. Takılması unutulan bir servo kolu vidası dahi uçağın gereksiz bir kırıma uğraması için yeterli nedendir. Bir model uçağı uçuşa hazırlamak da deneyim gerektiren bir iş olduğu için, eğer tanıdığınız ve yardım alabileceğiniz deneyimli bir modelci arkadaşınız varsa, mutlaka yardımını isteyin.
6. Uçak kırmayan modelci yoktur, kıracak olan vardır
Kırım fikrine kendinizi psikolojik olarak hazırlayın ve kırımın moralinizi fazlaca bozmasına izin vermeyin. Emin olun en deneyimli pilotların bile zaman zaman modelleri kırıma uğrar. Kırım, bu hobinin kaçınılmaz gerçeklerinden biridir, uçuşa hazırladığımız modellerimiz bazen senelerce uçar, bazen daha ilk uçuşta tahtalı köyü boylar.
7. İlk uçuşunuzu yalnız başınıza yapmayın
İlk uçuşunuzu asla tek başınıza yapmaya kalkışmayın ve uçuş yaptığınız pistteki deneyimli modelcilerden yardım isteyin. Deneyimli modelciler dahi, yeni modellerinin ilk uçuşunda kumandanın ince ayarlarına yardımcı olması için yanlarında ikinci bir modelci olmasını isterler. Simülatör eğitimi kumanda hakimiyeti konusunda çok şey öğretir ancak gerçek uçuşun simulatördekinden oldukça farklı olduğunu ilk uçuşunuzda göreceksiniz. Bu nedenle ilk birkaç uçuşunuzda yalnız olmamanız önemlidir, hatta eğer imkanınız varsa ilk birkaç uçuşunuzu eğitim kablosu takılmış kumanda setleri ile yapın. Bu sayede işler kontrolünüzden çıkacak olursa, size yardımcı olan modelcinin uçağın kontrolünü alması ve uçağınızı kırımdan kurtarması çok daha kolay olacaktır.
Radyo Sistemi
İngilizce'deki "Radio Controlled" kelimeleri R/C veya RC şeklinde kısaltılır ve bunu Türkçe'ye "Radyo Kontrollü" olarak çevirirsek sanırım yanlış olmaz. Radyo kontrollü modelcilikte sıkça duyacağınız "radyo" kelimesi tek başına bizlere modelimizi uçururken kullandığımız uzaktan kumanda vericisini anlatır. "Radyo sistemi" dediğimizde ise uzaktan kumanda vericisi, modelin üzerindeki alıcı, açma-kapama anahtarı, servolar, sistemi besleyen bataryalar ve modelin içerisinde sistemi birbirine bağlayan kablolardan oluşan donanımın tümü kastedilir. Radyo vericisi çoğu yerde kısaca "TX", radyo alıcısı ise kısaca "RX" olarak tanımlanır. Daha sonra kafanızın karışmaması için bu kısaltmaları öğrenmenizde fayda var.
Model uçak pilotu elindeki radyo vericisinin üzerindeki çubuk ve düğmeleri kullanarak uçağa sinyaller gönderir. Bu sinyaller uçağın üzerindeki alıcı tarafından alınarak, servo kabloları aracılığı ile yine uçağın içerisinde bulunan servolara iletilir. Servolar, içerisindeki elektrik motoru, elektronik devreler, rulmanlar ve dişliler ile alıcıdan aldığı elektronik sinyalleri dairesel mekanik harekete dönüştüren cihazlardır. Servo alıcıdan aldığı sinyali mekanik harekete dönüştürerek, çoğunlukla metalden yapılma, "pushrod" ismi verilen kollar ile uçağın kontrol yüzeylerine iletir, bu yüzeyleri aldığı sinyale göre çeker veya iter.
Radyo vericisi ve alıcı arasındaki tüm sinyal alma/verme işlemleri, radyo sisteminin çalıştığı radyo frekansı üzerinde gerçekleşir. TX ve RX'in, yani radyo vericisi ve alıcısının aynı frekansta çalışması şarttır. Çok farklı frekanslarda çalışan radyo sistemleri vardır ancak bunların büyük bölümünün eski teknoloji olduğunu söyleyebiliriz. Siz uçak modelciliğine yeni başlayacağınıza göre, bana göre en güncel teknoloji ile, yani 2.4 GHz frekans bandında çalışan bir radyo sistemi ile başlamalısınız. Şimdi burayı biraz açalım;
2.4 GHz Radyo Sistemleri
Artık eski teknoloji olduğunu söyleyebileceğimiz ve kullanımı giderek azalan 27 MHz ile 72 MHz arası FM radyo frekans bantlarındaki radyo sistemleri, dar bant (narrow band), yani bant içerisinde tek bir alt frekans kullanabilen (örneğin 72.830 MHz) sistemlerdir ve bu frekansı kullanan bir başka radyo vericisi açıldığı anda açık olan vericiler ile modelin üzerindeki alıcı arasında çakışma olur. Bu, modelcilikte çok sayıda kırıma neden olan ve istenmeyen bir durumdur.
2.4 GHz bandında çalışan radyo sistemleri ise "spread spectrum" olarak tabir edilen ve bu bant altındaki birçok alt frekansı kullanabilen sistemlerdir. 2.4 GHz bandında çalışan radyo sistemleri yukarıdakine benzer çakışmaları önlemek için FHSS olarak kısaltılan "Frequency Hopping Spread Spectrum" veya DSSS olarak kısaltılan "Direct Sequence Spread Spectrum" ve benzeri teknolojileri kullanır. Burada fazla detaya girerek kafanızı karıştırmasam iyi olacak; Özetle 2.4 GHz bandındaki radyo sistemleri, diğer modelcilerin radyo sistemleri ile çakışma riskine girmeden modelinizi güvenle uçurmanızı sağlar. Bu nedenle, daha sonra tatsız bir pişmanlık yaşamamanız için alacağınız radyo sistemini mutlaka 2.4 GHz bandında çalışanlardan seçmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Kanal Sayısı
Radyo sistemleri ile ilgili bilmeniz gereken bir başka temel konu kanal sayısıdır. Kanal sayısı modelin üzerinde kontrol edebileceğiniz kontrol yüzeylerinin ve modelin ışıkları, açılır/kapanır iniş takımları gibi özelliklerinin adedini belirler. Standart bir model uçak üzerinde kontrol edilecek minimum dört nokta vardır; Aileron (kanatçık), elevator (yükseliş dümeni), rudder (kuyruk dümeni) ve throttle (gaz kolu). Gördüğünüz gibi radyo sistemimizin sahip olması gereken asgari kanal sayısı dörttür. Uçağımızın flapları varsa bir kanal da bunun için kullanmamız gerekir. İniş takımları açılıp kapanır cinsten ise bir kanal da iniş takımlarına gitti, geldik altı rakamına. Elimizde altı kanallı bir radyo seti varsa ve uçağın ışıklarını yakıp söndürebilmek de istiyorsak artık yapamayacağız, bu nedenle ne kadar yüksek kanala sahip bir radyo sistemi edinebilirseniz, o kadar iyi olur.
Radyo Sistemi Konusunda Kaliteli Markalardan Şaşmayın
Yukarıdaki örneklemeyi de işin içine katarak yazalım; Radyo sistemi satın alınırken bu donanımın çok uzun ömürlü olduğunu, aldığınız radyo sistemini çok uzun seneler kullanacağınızı aklınızdan çıkarmayın ve paraya kıyarak kaliteli bir markanın, 2.4 GHz bandında çalışan, dijital kontrollü ve en az 6 kanala sahip bir modelini satın alın. Sağlıklı bir uçuş için radyo sisteminin kalitesi çok önemlidir, bu nedenle üstüne tekrar basa basa yazalım; radyo alıcısı, vericisi ve servolar satın alırken kaliteli markalardan şaşmayın. Hatta hemen kaliteli birkaç marka ismi de verebiliriz; Futaba, JR, Spektrum ve Hitec güvenle kullanabileceğiniz markalardır.