Sanal uçuşlarla ilgilenen ve bunda biraz dozu aşan arkadaşlarımızda (bir zamanlar ben!) öyle bir özgüven gelişiyor ki, altına ne versen onu fıldır fıldır uçurabilir. GEçenlerde bir youtube videosunun altına sanal pilot arkadaşlardan birisi yazmış yazmış
Şunu çokça söylemiştim zamanında. Sanal uçuşa oyundan farklı gözle bakanların ve hakikaten vakit ayırıp bu konuda kendini eğitenlerin önemli bir kısmı teorik olarak belli bir seviyenin üzerinde temele sahipler. Teorik diyorum altını çezerek çünkü gerçek bir uçakta "tutulma" sanal ile gerçek arasındaki farktan dolayı mutlaka yaşanıyor. Bu temel bilgiler, sanal pilotları sokaktaki insanlardan elbetteki farklı kılar.
Lakin iş gerçek bir uçağı uçurmaya geldiğinde "hey heyyyy sakin ol şampiyon....o levyeyi yavaşça bırak , geri çekil...!!!" demek gerekiyor. Teoride birçok şeyi bilmenin sınırı kişisel ego ve özgüvenin, olgunluk ve akçakgönüllülükle dengelenmiş hali. Yani halk arasında "herşeye atlamadan, yerini bilmek". Sınır diyorum zira neyi ne kadar bildiğimizi sınyarak bunu tescilleyen bir sistemden gelmiyoruz elinde kapı gibi lisansı olan pilotların geçtiği eğitim ve sınavlar gibi. Madalyonun o tarafında herşeyin bir sistematiği var ve sonunda her pilot aynı bilgi ve görgüye sahip. SAnal bir pilotun gerçek bir uçağı kullanması birkaç milyon yada milyarda bir ihtimal yalnız olması dışında hepimizin bildiği gibi bir pilot eşliğinde ve muhtemelen de eğitmen ile olacaktır. Bu güvenli şartlar altında, sanal pilotun bir uçağı minimum beceri ile kullanma melekesine erişmesi, kişisel evrimi ile orantılıdır. Sıklıkla simulasyonunu yaptığı bir uçakla uçuyor olması halinde oryantasyonunun çok daha kolay olacağı aşikardır. Birkaç tecrübeden sonra temel bilgilerin verdiği kavrama kolaylığı sanal pilotun yolunu sıfırdan başlayan birbaşkasına göre daha kolay açacaktır.
Sevgili Erim sayesinde Haşmet ağabeyin dediği gibi epeyce bir 737 uçurduk
(özledimde hatta
) ona uçurmak denirse tabi, hatta ne şartlar altında ne uçak indirdik...indirmek denirse birkaçı hariç. Bizim idbenliğimizde bu bir eğlenceydi. Hadi biraz ciddiye alıp kendimizi test ediyorduk...fakat bizim "büyük çocuklara eğlence" olarak adlandırdığımız şey birkaç dakika sonra bir havayolu pilotunun mesleki kariyerinde tamam veya devam kararının verileceği hayat memat meselesiydi. Bu yüzden idbenliğimizdeki "sanal" olgusu, gerçekliğin bir adım önünde duruyor olacak. Taki "lisans" ile ciddiye binene kadar.
Bahsi geçen videoyu izledim. Adama hakikaten çok hızlı bir eğitim verdiler ve verdiklerine de neredeyse pişman oldular. Çok sert bir iniş yapmıştı ve kaptanın gözlerinden korku okunuyordu. BEnzer şekilde birçok video youtube'da var. Simulatör ortamında "hiç deneyimi olmayan birisi uçak indirebilirmi" den, C172, C152 vb uçaklarla bunu deneyimleyenlere kadar.
İçimizden bazılarının mental olarak zeka ve melekeleri gerçekten bu işe çok yatkın. Zaten o yüzden bunların hemen hepsi şimdi hak ettikleri yerlerdeler..kokpitte. Hepsi ile gurur duyuyoruz.
Fakat son tahlilde şunu unutmamak gerekir ki, gerçek asla simulasyon gibi değildir. Yaparım, ederim demeyin. Şunu tavsiye ederim, lövye tutacağınız her fırsatı değelendirin-ki bu farkın bilincinde olup egolarınızı (kötü anlamda söylemiyorum) bastırın.