Türkiye Sanal Havacılık Forumu

LAZ EDITION RELOADED

ERIM FUNDA · 722 · 126780

Offline ERDOGAN FIDAN

  • First Officer
  • *

  • IVAO ID: 243428

    • Posts: 574
Haydar Dümen'den 10 numara cevap:

 

"Sevgili Haydar Hocam. Ben 17 yaşında bir kızım internette kendime yeni bir erkek arkadaş edindim. Onu çok seviyorum o da beni seviyormuş. Bana "seni ailemle tanştırıcam" dedi. Buna çok sevindim. Beni evlerine davet etti. Ailesiyle tanştırmak için. Evlerine gittiğimde evde kimse yoktu. Bana birazdan gelirler dedi. Onları beklerken birer kola içelim dedi. Ben de olur dedim. Odasına geçtik, kolamızı içerken erkek arkadaşım birden uyumaya başladı. Haydar Hocam sizce erkek arkadaşımın hastalığı ne ???

HAYDAR HOCANIN CEVABI : " Kızım seni anan Kadir Gecesi doğurmus.. "
ERDOGAN FiDAN


Offline ERDOGAN FIDAN

  • First Officer
  • *

  • IVAO ID: 243428

    • Posts: 574
Arap Teknolojisi Uçak

 

Amerikalılar yeni bir uçak geliştirirler ve bu uçağı denemek için
Arabistan'a götürürler. Bir Arap pilotunu uçağa bindirirler ve uçak havalanır. Arap pilot uçağı kullanırken dört motordan biri patlar. Göstergelerde "Don't panic. This is American technology" yazısı görülür, pilot rahatlar.

Daha sonra bir motor daha patlar ve göstergelerde yine aynı yazı görülür. Pilot da uçmaya devam eder. Ne var ki az sonra diğer iki motor birden patlar. Hiç motor kalmayınca Arap pilot panikler. Tam bu esnada göstergelerde yine aynı yazı görülür ve uçak kendi kendini yumuşak bir şekilde indirir.

Araplar pilottan bu olayı öğrenince şaşırırlar ve kendileri de böyle bir uçak yapmaya karar verirler. Ve nitekim bir uçak yapıp Amerika'dan bir pilot davet ederler. Amerikalı Pilot biner uçağa, başlar uçmaya. Bir iki dakika sonra bir motor patlar. Göstergelerde "Don't panic. This is Arabic technology" yazısı görülür.

Az sonra ikinci motor da patlar ve aynı yazı gözükünce Amerikali pilot: "Ulan bizim uçağın aynısını taklit etmişler." der. Derken kalan iki motorda patlayınca uçağın kendi kendini yere indireceğini düşünen pilot göstergelerde şu yazıyı görür:

 

"Don't panic. This is Arabic technology. Please repeat after me: Eşhedü en la ilahe illallah...."
ERDOGAN FiDAN


Offline ERDOGAN FIDAN

  • First Officer
  • *

  • IVAO ID: 243428

    • Posts: 574
Erzurumlu harmanını kaldırmış, ekinini kurutuyormuş.
Öğleden sonra gökyüzü kararmaya başlamış.
—”Allah’ım, ne olirsen ekinim gurumadan yagmurunu yagdirma! ”
—”Allah’ım, birkaç gün daha yagmurunu yagdirma, ne olirsen” diye dualar edip durmuş.
Ekini kurudu kuruyacak.
Akşam üzeri, son yarım saatte bir yağmur bir bora, tüm ekini çürümüş.
O hırsla eve gelmiş, Bir de bakmış ki; eşşeği de yıldırım çarpmış.
Bu olay Erzurumlu’nun içine oturmuş ama bir şey de yapamamış.
Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş.
Ilk gün niyetlenmiş Erzurumlu.
Iftara tam yarım saat kala, bir sigara çıkartıp yakmış.
Ilk nefesini şöyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.
—”Nasıl? illet oliysen şimdi degil mi?” demiş ve eklemiş:
—”Ölen eşegi de gurbana saymazsam şerefsizim…”
ERDOGAN FiDAN


Offline OZAN OZDUMAN

  • Pilot
  • *

    • Posts: 61
Türk ile yabancı bir bayan interner ortamında yazışırsa bazen yanlış anlaşılmalar kaçınılmaz olabilir:)..
THY634


Offline ERDIM ELITEZ

  • Moderator
  • *

  • IVAO ID: 221771

    • Posts: 3227
 Bir zamanlar İngiliz hükümeti çocuğu olmayan ailelerin bu sorununu çözmek için "Cici  Baba" servisi kurmuş.

  “Cici Baba” evliliklerinin ilk beş yılında çocuk sahibi olamayanlara yardim eden bir devlet memuru.


 


  Smith ailesi de böyle bir servis için başvuruda bulunur, heyecanla "CiciBaba" yı beklerken kapı çalınır,

ancak  gelen kişi cici baba adayi değil, kapı kapı dolaşan bir bebek fotoğrafçısıdır.


 


Konuşma söyle gelişir:


 


Ms Smith : Günaydın

Fotoğrafçı: Günaydın efendim ben sey için gelmiştim…


 


Ms Smith : Açıklamanıza gerek yok kocam her şeyi anlattı. Buyurun içeri girin.

Fotografçi: Öyle mi?  Bebek işinde üstüme yoktur, özellikle ikizlerde.


 


Ms Smith : Kocam da öyle söyledi buyurun oturun.

Fotografçi: O zaman kocaniz belki de size...


 


Ms Smith : Aa evet, ikimiz de en iyi sonucun böyle alınacağını düşünüyoruz.

Fotografçi: Öyleyse hemen başlayalım.


 


Ms Smith : (kızararak) Şey nerede başlamalı?

Fotoğrafçı: Her şeyi bana bırakın. Ben genellikle iki kez banyo küvetinde, bir kez kanepede ve

             belki bir kaç kez yatakta denerim. Bazen oturma odasının halısı da iyi oluyor.


 


Ms Smith : Banyo ! ! Oturma odasinin halısı! ! !..  Neden bizim beceremedigimiz anlaşılıyor.

Fotoğrafçı: Şey hanımefendi, hiç kimse ilk seferinde iyi bir sonuç garanti edemez ama..

             altı yedi kere  denersek bir tanesi mutlaka şahane olacaktir.


 


Ms Smith : Afedersiniz ama biraz fazla olmuyor musunuz?

Fotografçı: Kesinlikle değil benim işimde insanlar aceleci olmamalıdır.


 


Ms Smith : Başarılı oluyor musunuz bari?

Fotografçi: (Çantasini açarak bebek fotoğrafları gösterir)

             Şu bebeklere bakın bunlar benim işlerim. Bakın bu dört saat sürdü.


 


Ms Smith : Evet çok güzel bir bebek..

Fotoğrafçı: Fakat gerçekten güç bir iş. Görmek istiyorsanız şuna bakin,

             ister inanın ister inanmayın bu  Londra'nın ortasında, otobüsün üzerinde oldu.


 


Ms Smith : TANRIM ! ! ! ! ! !

Fotoğrafçı: Bunlar da şehrin en şirin ikizleri. Anneleri ile çalışmanın ne zor olduğunu bilseniz

             ikizlerin şirinliğine daha çok şaşırırsınız.


 


Ms Smith : Öyle mi? 

Fotoğrafcı: Sormayın. Sonunda işi doğru yapabilmek için onu Hyde Park'a götürdüm.

             Herkes çevremizi sardi. Peş peşe dört beş tam boy ve iş bitti.


 


Ms Smith : Dört beş tam boy ! !

Fotoğrafçı: Evet üstelik üç saatten fazla sürdü. Karanlık olmadan önce yeniden denemeliydik ancak

             serçeler aletimin üzerine konup gagalamaya başladılar bu yüzden işi bırakmak zorunda kaldık.


 


Ms Smith : Yani gerçekten serçeler şeyinizi, a-aletinizi ısırdılar mı?

Fotoğrafçı: Evet böyle şeyler oluyor tabi. Ben tekniğimi geliştirmek için tam üç yıl harcadım.

             Mesela şu bebek. Bu neticeye ancak büyük bir mağazanın ön vitrininde ulaşabilirsiniz.


 


Ms Smith : Bu kadar da olmaz!

Fotoğrafçı: Hanımefendi hazırsak ayağı alıp geleyim.


 


Ms Smith : Ayak mı ? ? ? ? ! ! ! !

Fotografçi: Aa evet, alet ağır olduğu için sürekli elde taşımak zor oluyor,

             bunun için ayak kullanıyorum.


 


Hanımefendi. .  Hanımefendi!  Hay Allah,  neden bayıldı şimdi bu...


Offline HIDAYET TANRIVERDI

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 288687

    • Posts: 1128

Offline AHMET CELIK

  • Captain
  • *

  • IVAO ID: 161575

    • Posts: 1766
ERKEK MiLLETiNDEN ''GÜZiN ABLA'' YAPARSAN....

Sevgili Gözüm Abi;
Bana yardımcı olursunuz diye size yazıyorum..
Geçen gün ise giderken kocamı her zamanki gibi evde TV seyrederken bıraktım.
Arabamla daha 500 metre gitmedim ki motoru stop etti. Hayli ugrasıp çalıştıramayınca kocamdan yardım almak icin eve geri döndüm.
Eve girince gözlerime inanamadım.. Kocam komsunun kızı ile yatağımızda. .
Ben 32, kocam 34 yasında komsunun kızı ise 22.. Biz 10 yıldır evliyiz..
Yakalanınca resmen çöktü ve itiraf etmek zorunda kaldı..
6 aydır birliktelermiş... Ne yapmalıyım lütfen bana yardım eder misiniz?..
Sevgilerimle
Ayşe..

Sevgili Ayşe;
Hava soğuksa, hele bu tip kısa mesafelerde motor ısınmadan bastıysan arabalar genelde bunu yapar..
Kaputu aç yakıt borularına şöyle bir bak, ezilme, çöküntü gibi bir şey var mı?.. Manifolt bağlantılarını ve karbüratörü gözden geçir.
Eğer bunlar sorunu çözemezler ise sorun yakıt pompasında olabilir..
Bujilere yeterli benzin gelmiyordur. (Araban tüplü mü benzinli mi dizel mi yazmamışsın) Yoksa daha da yardımcı olabilirdim..

Gözüm abin..



Offline GOKHAN PEKER

  • First Officer
  • *

  • IVAO ID: 291277

    • Posts: 728
National Geographic'de 2 saatte anlatılan kuşu, Yaban TV de 2 dakikada vurdular!! Smile


Offline ERDIM ELITEZ

  • Moderator
  • *

  • IVAO ID: 221771

    • Posts: 3227
Quote from: GOKHAN PEKER
National Geographic'de 2 saatte anlatılan kuşu, Yaban TV de 2 dakikada vurdular!! Smile

 

Tv işi maliyetli iş, kısa sürsün diye yapmışlardır :):):):):)


Offline ERDIM ELITEZ

  • Moderator
  • *

  • IVAO ID: 221771

    • Posts: 3227


Küçük Moiz ilkokul çağına gelmiş, okulda ilk günün akşamı eve dönmüş.
Annesi: “Oğlum öğretmenin bu gün neler anlattı size bakayım ?” diye sormuş.
Moiz: “Anne, Musa diye bir adam varmış, bir gün Ramses diye biriyle kapışmış, adamlarını alıp kaçmaya başlamış. Kaçmışlar, kaçmışlar bir nehrin kenarına gelmişler. Arkadan Ramses’in ordusu geliyormuş. Musa hemen cep telefonundan Mossad, CIA, Ordu, vs.. h...erkesi aramış. Hemen helikopterlerle askerler gelmiş, nehrin üzerine bir köprü yapmışlar. Musa ve adamları geçmiş. Ramses’in adamları köprüye girerken savaş uçakları gelmiş, köprüyü bombalamış, hepsi suya düşüp boğulmuş…”
Diye anlatırken,
Anne: “İnanamıyorum !.. Öğretmenin cidden böyle mi anlattı ?” demiş.
Oğlan da: “Yaw Anne, ben sana öğretmenin anlattığı şekliyle anlatsam hiç inanmazsın..”.:)))