Evet, hayırlı sabahlar diyelim de hayırlara vesile olsun; ne diyeyim?
Yönetici olarak görevim burada tıpkı Orkun ÖZDELİCE'nin yazmış olduğu gibi "tavırlarınızı gözden geçiriniz", "üslubunuza dikkat ediniz", "kurallar şunlari bunlar" demek. Lâkin yeter! Ben artık yöneticilik vasfını bir kenara bırakıyorum. Çünkü yönetmekle mükellef olduğum "insan"ların yönetime ve yöneticiliğe karşı zerre saygısı yok. Bırakın yönetimi, IVAO'u falan... Bazı "insan"ların kendilerine bile saygısı yok! Bu durumda doğru orantı bağlamında benim yöneteceğim "insan" da yok! Eğer bu düşüncelerim ve yazacaklarım bir suç ise, ben tüm yöneticilerimizden özür diliyorum. Takdir her zaman ki gibi sizlerin...
Defalarca söylenenler aşikâr. Kimin kime, hangi vasıf ve vasıfsızlıkla, hangi sebepleri öne sunarak, nasıl tavırlar sergilediğini artık sağır sultan duymuş bulunmakta. Öyle ki; üyelik şartlarını bir kenara bırakın, medeniyetin getirdiği şartları dahi yerine getirmeyen, üstelik her şeye rağmen gösterilen iyi niyet ve sabrı itina ile suistimal eden insanlar bu camiada da her camiada olduğu gibi görüldü, görülüyor, görülecek... Kabadayılık eski racondur. Elbet devam edecek! Ne gökyüzüne ulaşan, ufka açık, köklü ağaçlar kalkar ortadan; ne yere sıkı sıkı tutunmak için debelenen taşlar; ne de onları almak için üşenmeden eğilen, kendini vasıf sahibi zanneden, taş kadar ağır olamayan başlar...
Kimin neyi nasıl yaptığını konuşmak, tartışmak, eleştirmek hatta fikir sahibi olmak için bile bir şeyleri düzgün yapabilir yetenekte olmak gerekir! Zeytinyağı daha yoğun olsa da, su kadar temiz, su kadar berrak olamaz! Onun kadar ağır olamaz! Hayat en göz önünde olanı her zaman başarılı kılmaz. Tam aksine göz önünde olanın başarılı olabilmesi için daha çok çalışması, sorumluluklarının daha da çok bilincinde olması gerekir. Ama küçücük bir derebeylik ile bir imparatorluğa kafa tutulursa, futbolcu olarak federasyona haydi görelim kudretini, ben bu maça çıkmayacağım denirse, ben seni umursamıyorum, sen kimsin ki derse bir öğrenci sınıfta; derebeylik yıkılır, futbolcu elenir, talebe sınıftan atılır! İşin özü, bir insan kapasitesinden daha çok değer bulur ya da kaldıramayacağı bir mevkiye gelir ise, hazmedemez, sağlığı bozulur.
Hani denir ya, mevzu bahis vatan ise, gerisi teferruattır diye... Biz de ne diyelim? Vatan sağ olsun...