Bugünkü şartlar altında özgün Türk mühendisliği ve %100 üretimi ile dünya çapında bir uçak yapmanın artık imkansız olduğunu çoğu kez yazdım. %100 yerli uçakta, yolcu uçağı ve savaş uçağı treni kaçalı çok uzun zaman oldu. 1998'de AIREX'de kabin kesiti mock-up'ı sergilenen HD19'un bile bu kadar geçen zaman içinde şansı "bölgesel havacılık" adına vardı ancak o'da artık hayal oldu.
Türk havacılık endüstrisinin,küçük ve bazı gövde üretimi parçalarında deneyimi parmak ısırtacak cinsden olmasına rağmen, büyük uçak üreticisi firmalarla yarışacak ve pazarda kendine pay edinecek bir uçak üretmesi hali hazırda imkansız. Bu tip konularda duygusal davranmaya gerek yok, bu işin formulasyonu belli. Ancak büyük uçak üreticisi firmalar ile ortaküretim yapılması halinde, havacılık endüstrimizin sürüdürlebilir bir teknolojik yatırım alanı olacağı ve ileride %100 Türk mühendisliği olmasa bile, yeni piyasaya çıkacak, üretilecek uçaklarda, tasarım,mühendislik ve ana üretici (üretim hattı) bazında yer alması halen makul ve gerçekleşebilir bir hedef olabilir. Güzel bir deyiş ile "şartlar size uymuyorsa siz şartlara uyarsınız". Türkiye hesabına katılım oranı yüksek bir ortaklığın ,özgün Türk havacılık sanayi adına artık kaçırılması mümkün olmayan altın tepside sunulan bir imkan olduğu aşikar. Bu şekilde büyük firmaların onyıllar boyunca katettikleri tekonolojik gelişim ve altyapının aradaki "yeniden keşfetme" boşluğunu atlayarak kısa vadede ve kalıcı yatırım olarka ülkemize gelmesi büyük bir kazanç olacaktır.
NE yazıkki havacılık kültür ve bu konuda uzun vadelere yayılmış "gerçekçi" bir havacılık üretim ve planlama stratejimiz yok. Bugün halen bir çok uçak sınıfında Türkiye,elindeki tekonoloji ve üretim potansiyelini göz önüne alarak önce küçük hedeflerle başlamak konusunda acemice davranıyor. Bombardier'in CL415 üretim hattı konusunda yanılmıyorsam bir teklifi vardı, kaçan fırsatlardan birisidir bu. 10 sene önce DEniz Kuvvetleri envanterinden çıkarılan TRACKER uçaklarının modernizasyonun yapılmaması ve buradan deneyim elde edilememesi diğer kaçan bir fırsattır. THKnın varolan TAI projesine yatırım yapmak yerine NAC6 Fieldmaster projesine kaptırdığı çok önemli yatırım maliyeti ile, uçak mühendisliğine sahip üniversite desteği ile hafif spor uçak sınıfında lisans altında yada özgün tasarım uçaklar üretilip çok daha geniş yelpazeli ve şans bulunabilecek bir pazara girilebilirdi. Halen kaçmış bir fırsatta değildir. HEdeflerini olanaksız seviyesinde yüksek koymaya meraklı ulusal bakış açısı yerine küçükten başlamak, havacılık kültürünü tabanda yayarak genişletmek, yakın jenerasyon içinde havacılık kültürünü özümsemiş ve barışık bir nesilin yetişmesine, bu da gelecek yıllarda çok daha büyük projelere imza atabilecek kalifiye iş gücü ve beyin takımının bilinçli ve istekli olarak yetişmesine vesile olabilir.